Türkiye'de bulunan özellikle de Anadolu'daki mozaik hazinelerini görebileceğiniz ve takip edebileceğiniz bildiğim kaynakları burada paylaşmaya çalışacağım.
KARİYE MÜZESİ (KHORA KİLİSESİ)
Müze Tel:0212 631 92 41
Ziyarete açık günler: Çarşamba günleri dışında her gün 09.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
Giriş Ücret: Tam: 10 YTL.
Kariye İstanbul`da Edirnekapı semtindedir. Kariye (Khora) sözcüğü eski Yunanca`da kent dışı, kırsal anlamına gelirdi. Kaynaklarda çok eski bir tarihe ait sur dışında bir şapelden söz edilmektedir. Bu şapelin yerine ilk Khora Kilisesi Iustinianos`ça yeniden yaptırılmıştır. Çeşitli ek ve onarımlarla Kommenoslar Dönemi`ne kadar ulaşan yapı, surlara yakın Blakhernai imparatorluk sarayının genişlemesiyle önem kazanmıştır.
11. yüzyılın sonlarında İmparator I. Aleksios`un kayınvalidesi Maria Doukaina kiliseyi yeni baştan inşa ettirmiştir. Kilise kubbesi dört kemerle taşınan kiborion şeklinde bir mekâna sahiptir. 1204-1261 yılları arasındaki Latin işgali sırasında manastır ve kilise çok harap duruma gelmiştir. II. Andronikos (1282-1328) döneminde devrin ileri gelenlerinden, edebiyatçı, şair, ve hazine nazırı Theodoros Metokhites 1313`e doğru bu manastır ve kiliseyi onartmış, binanın kuzeyine bir ek, batısına bir exonarteks ve güneyine bir şapel (parekklesion) ekletmiştir. Ayrıca bu ekler mozaik ve freskolarla süslenmiştir. Güney cephede uzanan dar uzun tek nefli bir şapel olan parekklesion bir bodrum üzerine yapılmıştır. Üstü kısmen kubbe, diğer kısımları tonozla örtülüdür. Tek apsisi vardır. Bütün batı cephesi boyunca uzanan exonarteks bugünkü cepheyi oluşturur. Kuzey kanadı ise önemsiz bir dehlizden ibarettir. Yapının orta mekânını örten kubbe yüksek kasnaklıdır.
Türk döneminde onarım görmüştür ve ahşaptır. Dış cephelerde yuvarlak kemerler, yarım payeler, nişler ve taş tuğla örgü sıraları ile plastik ve hareketli bir görünüm sağlanmıştır. Doğu cephesi dışa taşkın apsislerle bitmektedir. Orta apsis dıştan yarım kemerli bir payanda ile desteklenmiştir.
İstanbul`un fethinden sonra bir süre daha kilise olarak kullanılan binayı 1511`de Vezir Hadım Ali Paşa camiye dönüştürmüştür. Daha sonra da yanına bir okul ve aşevi eklenmiştir. Mozaik ve freskolar cami olduktan sonra bazen tahta kepenklerle, bazen de badana ile örtülmüştür. 1948`den 1958`e kadar Amerikan Bizans Enstitüsü`nün yaptığı çalışmalar sonunda tüm mozaik ve freskolar ortaya çıkarılmıştır.
Kariye mozaik ve freskoları Bizans resim sanatının son dönemine ait (14. yy.) en güzel örnekleridir. Bu mozaik ve freskolar şaşırtıcı bir benzerlik gösterir. Önceki dönemin yeknesak fonu burada görülmez. Derinlik fikri, figürlerin hareket ve plastik değerlerinin verilişi, figürlerdeki uzama bu üslubun özellikleridir. Dış nartekste İsa`nın hayatı, iç nartekste ise Meryem`in hayatı ile ilgili sahneler yer alır. Dış narteksten iç nartekse geçilen kapının üzerinde bir Pantokrator İsa vardır. Sol tarafta İsa`nın doğumu, Vali Quirinus`un önünde nüfus sayımı, meleğin Yusuf`a görünüp Meryem`i alıp gitmesini öğütlemesi, ekmeğin çoğaltılması, suyun şaraba dönüştürülmesi; sağ tarafta ise haberci kralların İsa`nın doğumunu haber vermesi, felçlilerin iyileştirilmesi ve çocukların katli gibi sahneler vardır.
İç nartekse geçildiğinde en güzel mozaik Deisis`tir. Ortada İsa, solunda Meryem, Meryem`in altında İsaakios, Kommenos ve İsa`nın sağında bir rahibe görülür. Bu kadın VIII. Mikhael Palaiologos`un kızıdır. Moğol Prensi Abaka Han ile evlendirilmiş ve kocasının ölümünün ardından İstanbul`a dönerek rahibe olmuştur. Bu bölümde kubbede İsa ve dilimler içinde İsa`nın ecdadı gösterilmiştir. Ana kiliseye giriş kapısı üzerinde ortada İsa, sol tarafta kiliseyi onaran ve mozaiklerle süsleyen Theodoros Metokhites kilisenin maketini sunar şekilde gösterilmiştir.
Meryem`in İncil`de yer almayan hayat hikayesi ise apokriflere dayalı konulardan alınmıştır. İç nartekste Meryem`in doğumu, ilk adımları, Cebrail`in Meryem`e bir çocuğu olacağını haber vermesi, tapınağa örtülecek örtü için yün alınması gibi sahneler yer almaktadır. Esas kilisenin iç kısmında Meryem`in ölümü, çocuk İsa`yı taşıyan Meryem ve bir aziz mozaiği yer alır. Parekklesion`un tümü freskolarla süslüdür. Apsiste görülen Diriliş (Anastasis) sahnesi bir şaheserdir. Onun üst kısmında yer alan Son Duruşma sahnesi burada tüm olarak gösterilmiştir. Parekklesion`un sağ ve solunda görülen nişlerin mezar olduğu bilinir. Parekklesion kubbesinin ortasında Meryem ve Çocuk İsa, dilimlerinde ise 12 melek tasviri görünmektedir.
BÜYÜK SARAY MOZAİKLERİ MÜZESİ :
Müze Tel:(+90-212) 511 97 00
Ziyarete açık günler :Salı hariç; her gün açıktır
Büyük
Saray Mozaikleri Müzesi, Sultanahmet Camii’nin güneyinde, caminin külliyesi
olan arasta içerisinde yer almaktadır. Müze, Bizans İmparatorluğu Büyük
Sarayı’nın revaklı avlusunun kuzeydoğu bölümünde kısmen sağlam kalmış mozaik
döşemeyi içine alacak şekilde yapılmıştır. M.S. 450-550 yılları arasına
tarihlenen Büyük Saray Mozaikleri eşsiz bir ustalıkla işlenmiştir. Fonu
teşkil eden beyaz zemin balık pulu tarzında işlenmiştir.
|
Mozaiklerde
dini konulara rastlanmaz.Konular günlük hayattan ve doğadan alınmıştır.
Bunlar arasında kertenkele yiyen grifon, fil ve aslan mücadelesi, bir
kısrağın tayını emzirmesi, kaz güden çocuklar, keçi sağan adam, eşeğine yem
veren çocuk, testi taşıyan genç kız, elma yiyen ayılar ve avcı kaplan
mücadelesini betimleyen sahneler yer almaktadır.
|
Büyük
Saray Mozaikleri Müzesi, 1953 yılında İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne bağlı
olarak açılmış, 1979 yılında Ayasofya Müzesi’ne bağlanmıştır.1982 yılında
Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Avusturya Bilimler Akademisi
arasında yapılan bir protokol çerçevesinde hazırlanan proje uyarınca,
mozaiklerin restorasyonu ve konservasyonu çalışmalarına başlanmış, bu
çalışmalar 1997 tarihinde tamamlanmıştır.
Sultan
Ahmet Camii Çarşısı M.S. 4 ile 6 yy. arasına tarihlenen eski “Büyük Saray”
kalıntılarının üzerine inşa edilmiştir. Buraya ait yer mozaikleri çarşının alt
tarafında, orijinal yerlerinde bulunmuştur. 1930’larda ortaya çıkarılan
mozaikler büyük bir salonun tabanını süslemekteydi. Av, günlük yaşamdan
sahneler ve dekoratif desenler yüksek kalitede işçilik eserleridir. Meduza
Kafası, bir aslan avından sahneler, akantus yaprakları ile sarılmış büstler en
göz alıcı sahnelerdir. Çok realist işlenen bu sahneler Roma Devri Antakya Ekolu
üslubunda yapılmışlardır. Şehrin diğer semtlerinde bulunan mozaiklerde
kalıplarla korunarak buraya getirilmişlerdir.
Büyük
Saray Mozaikleri Müzesi, Sultanahmet Camii'nin güneyinde, camiinin külliyesi
olan arasta içerisinde yer almaktadır. Müze, Bizans İmparatorluğu Büyük
Sarayı'nın revaklı avlusunun kuzeydoğu bölümünde kısmen sağlam kalmış mozaik
döşemeyi içine alacak şekilde yapılmıştır.
Keçi
sağan köylüler
Keçi
sağan çoban: Kamıştan yapılmış ve girişi yapraklarla örtülmüş bir kulübenin
yanında, kabana benzer kırmızı bir çoban giysisi giymiş olan sakallı ve yaşlı
bir adam uzun tüylü bir keçiyi sağmaktadır. Sol tarfa ise, mavi tünikli bir
çocuk süt testisini taşır. Roma kültüründe, mezar taşlarında buna benzer birçok
tasvire rastlanır. Bu durum, sanatçının bu tasviri, benzer resimlerin
örneklerini içeren bir model kitabına bakarak yaptığını düşündürmektedir.
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/turkiye-turizmi/292133-turkiyedeki-muzeler-buyuk-saray-mozaikleri-muzesi.html#ixzz1l3F9lsYj
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/turkiye-turizmi/292133-turkiyedeki-muzeler-buyuk-saray-mozaikleri-muzesi.html#ixzz1l3F9lsYj
Kaplan avı tasviri
Kartal ile yılanın mücadelesi
Deve sırtındaki çocuklar
Deve sırtında iki çocuk ve rehber: Bu konu
saray mozaiğinde birkaç defa yer alır. Tek hörgüçlü bir devenin sırtında chiton
giymiş iki çocuk oturmaktadır. Çizmeli bir adam devenin dizginlerini tutar.
Başında taç, elinde evcil bir kuş olan öndeki çocuk soylu bir aileye mensuptur.
Çocukların giysilerine düşürülen parlak beyaz ışık sayesinde motife canlılık
katılmıştır.
Pan'ın omuzlarına oturmuş çocuk görünümünde
Dionysos: Dionysos'un Hindistan'daki zafer alayının tasvir edildiği bu sahnede
tanrı, sıra dışı biçimde çocuk olarak görülmektedir. Yapraklardan bir taç takan
çocuk Pan'ın boynuzlarını tutar. Pan'ın sol omzundan bir post sarkmakta,
ellerinde ikili bir flüt bulunmaktadır. Pan'ın arkasında bir Afrika fili ile
fil sürücüsünün sopa tutan sağ eli görülmektedir.
Kanatlı dişi kaplan
ADANA MİSİS MOZAİK MÜZESİ
Müze Tel:(+90-322) 393 47
78
Ziyarete
açık günler :(Pazartesi hariç) her gün
08.30-12.30/13.30-17.00 arası ziyarete açıktır.
Misis
Mozaik Müzesi, Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Yakapınar Beldesi'nde, 1959
yılından beri faaliyette olan ve içinde Misis Antik Kenti'nden kalma, 4. yy.
sonlarına ait bir tapınağın zemin mozaiklerinin sergilendiği müzedir. Adana
Arkeoloji Müzesi'ne bağlıdır. Adana'ya 26 km. uzaklıktadır.
Misis Antik kenti sınırları içerisinde yer
alan bazilikaya ait zemin mozaikleri 1956 yılında Misis Höyüğü'nde kazı yapan
Alman arkeoloji heyetinden Prof. Dr. H. Theodor Bossert ile Dr. Ludwig Budde
tarafından ortaya çıkarılmıştır. Höyükten çıkarılan mozaikleri korumak amacıyla
müze kurulmuştur. Bizans devrien ait mozaiklerde Nuh'un tufan esnasında
gemisine aldığı hayvanlar betimlenmiştir. Mozaiğin tam ortasında bir masa veya
sehpa şeklinde yapılmış bir kümes ve etrafında Nuh Peygamber'in tufanda
gemisine aldığı 23 adet kuş ve kümes hayvanları, bu grubun etrafında ise vahşi
ve evcil hayvanlar yer almaktadır. Müzenin duvarları ışığı geçirecek şekilde
cam tuğlalardan oluşmuştur.
Kaynak:http://www.msxlabs.org/forum/turkiye-turizmi/292775-turkiyedeki-muzeler-adana-misis-mozaik-muzesi.html#ixzz1l3Gfqkqt
Kaynak:http://www.msxlabs.org/forum/turkiye-turizmi/292775-turkiyedeki-muzeler-adana-misis-mozaik-muzesi.html#ixzz1l3Gfqkqt